Karış Şehri ve Kale Ziyareti

0
19

Kale Toplarının Gürültüsü

Elçiler, başlarındaki ileri gelenlerle birlikte bize hediyeler getirdiklerinde, kaleden yetmiş-seksen pare top atılarak şenlik yapıldı. Her ne kadar topları küçük olsa da çıkan gürültü dağlarda ve derelerde yankılanarak gök gürültüsünü andırıyordu. Gürültü o kadar güçlüydü ki çevrede büyük bir velvele uyandırdı.

Şehrin Görünümü ve Tarihi

Kalenin eteklerinde çadırlarımızı kurup konakladık. Yavaş yavaş aşağıdaki varoş kısmını gezdik. Ancak şehir fazla mamur değildi. Eskiden büyük bir şehir ve sağlam bir kale olduğu biliniyordu. Fakat Sultan IV. Murad döneminde, Revan seferine giderken Erzurum, Ahıska, Kars ve Van askerleri birleşip Karış şehrini yağmalamıştı. O günden beri şehir toparlanamamış, evleri yakılıp yıkılmış, halkı esir edilmişti. Bu nedenle şehir günümüze kadar tam anlamıyla imar edilmemişti.

Buna rağmen şehirde yedi minareli bir cami, üç hamam ve küçük bir çarşı bulunmaktaydı. Ayrıca çok sayıda bağ ve bahçesi vardı Üçkilisenin Garip ve Acayip Özelliği.

Karış Nehri ve Verimli Topraklar

Karış şehri, adını aldığı nehrin kıyısında kurulmuştu. Bu nehrin suyu tatlı, havası yumuşaktı. Çevresinde geniş ve verimli bir ova yer alıyordu. Özellikle pirinç yetiştiriciliğiyle tanınıyordu. Karış Nehri, Sükûn Dağı’ndan doğup Araş Nehri’ne katılarak bölgeye hayat veriyordu.

Kale Ziyafeti

Kale ağası, elçilerle birlikte bizi ziyafete davet etti. Atlarımızla güçlükle yarım saatte kaleye çıktık. Yukarıdan bakıldığında tüm ova, adeta bukalemunun rengi gibi çeşitli manzaralarla gözler önüne seriliyordu.

Şahın dizçöken ağası, başında süslü tacı ve serbendleriyle yanımıza geldi, selam verdi ve bizi evine davet etti. Oldukça iyi bir ev sahipliği yaptı. Sofra yerine kalemkârî çitlerle süslenmiş örtüler serildi. Masada on bir çeşit pilav vardı: avşila pilavı, göğü pilavı, muzafer pilavı, od pilavı, şille pilavı, hoş pilavı, çalav pilavı, amberli pilav, sarımsaklı pilav, köse pilavı ve düzdeh pilavı. Ayrıca keşkek, çorba, sebzeler ve turşularla ziyafet zenginleştirilmişti. Sohbetler yapılıp dostluklar pekiştirildi.

Hediyeler ve Konaklama

Ziyafetten sonra elçilere, hakire ve Alacaatlı Hasan Ağa’ya vaşak postları hediye edildi. Çadırlara döndüğümüzde ardımızdan elli koyun, bin kadar beyaz ekmek, yedi-sekiz katır yükü meyve ve avşila şerbetleri gönderildi. O gece büyük bir bayram havasında geçti ve iki gün boyunca konakladık.

Kelenter Bağı ve İkinci Ziyafet

Karış Nehri kıyısındaki köşkleri seyrederek İrem bahçesini andıran Kelenter Bağı’na vardık. Burada da kale sultanı bizler için büyük bir ziyafet verdi. Elçilere ve bize kıymetli hediyeler sunuldu Tours Sofia.

Bu seyahat, Osmanlı heyetinin Karış şehri ve kalesinde gördüğü hem tarihi izleri hem de misafirperverliği ortaya koymaktadır. Şehir eski ihtişamını kaybetmiş olsa da bağları, bahçeleri ve halkının cömertliğiyle hâlâ önemli bir merkezdir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz